Beyin Tümörü Ameliyatı

BEYİN TÜMÖRÜ AMELİYAT YÖNTEMLERİ, HAZIRLIK VE AMELİYAT SÜRECİ

Beyin tümörü tanısı her hasta ve yakını için duyguları açısından zor bir dönemdir. Bu dönemde hastalar olabildiğince hastalıkları hakkında geniş bilgi almak, hatta bu bilgileri bir kaç beyin ve sinir cerrahisi uzmanından doğrulatarak karar vermek isterler. Ameliyata karar veren hastanın hekimini seçmede de kararsız kaldığı zamanlar olacaktır. Bu kararsızlık sürecinde hastanın ailesinin desteği çok önemlidir.

Tanısı kesinleşen hastada, size tarafımdan hastanın öyküsü, muayenesi ve görüntüleme yöntemleri bulguları ışığında ayrıntılı bilgi verilecektir. Verilecek bilgiler tümörün yeri ve cerrahi zorluğu, görüntüleme yöntemleri ışığında ön tahmin olarak iyi veya kötü huylu tümör olasılığı, planlanan cerrahi yöntem, ameliyat süresi, ameliyat sonrası yoğun bakım süreci, toplam hastanede kalış süresi, ameliyatın hayat kalitesini etkileme oranı, cerrahi ve yaşamsal riskler, ameliyatın mali boyutu içerir.

Ameliyatınıza karar verdikten sonra ameliyat öncesi gerekli laboratuar ve görüntüleme yöntemlerini içeren tetkikleri hazırlayıp sizi anesteziyoloji bölümüne gönderip onay almamız gerekecek. Onayı takiben ameliyat öncesi son aşama ameliyat gününe beraber karar vermemizdir. Hastanın acil bir klinik tablosu veya önceden yatarak düzeltilmesi gereken sistemik bir hastalığı veya genel durum bozukluğu yoksa bu durumda genellikle ameliyatın olacağı sabah hastamızın hastaneye yatması yeterli olacaktır.

Tedavi seçenekleri ise tümörün tipine, yerleşim yerine ve literatürde yer alan tedavi sonuçlarının analizine göre belirlenir. Ancak genel olarak bakıldığında seçenekler cerrahi tedavi, radyasyon tedavisi (ışın tedavisi) ve kemoterapidir. Beyin tümörlerinin çoğunda cerrahi girişim ön planda tutulan tedavi yöntemidir. Ancak beyin sapında lokalize bazı tümörlere cerrahi yolla ulaşmak ve tedavi yapmak olanağı olmayabilir. Bu durumda seçenek radyoterapi (ışın tedavisi) olabilir.

Beyin Tümörlerinin Tedavisinde Kraniotomi (kafatasını açma) İşlemi Nasıl Yapılır?

Bu işlem genel anestezi altında yapılır. Önce ameliyat yapılacak alandaki saç kesilir. Hastanın başına pozisyon vermek ve operasyonda başın oynamasını engellemek amacıyla çivili başlık takılır. Sonrasında cerrahi saha antiseptik solüsyonla silinir. Daha sonra cerrahi sahanın kenarı steril cerrahi örtülerle örtülür. Diğer cerrahi donanımın tam olarak hazırlanmasını takiben kraniotomi işlemine başlanır. Cilde önceden çizilen sınırlarda kesi yapılır ve cilt, ciltaltı, galea, periost denilen dokular kemik üzerinden sıyrılır ve özel bir matkap ile kafatasında planlanan büyüklükte kemik parça çıkarılır. Çıkarılan parça, ameliyat sonunda tekrar kapamak üzere saklanır. Kemik parça çıkarıldıktan sonra karşımıza gelen doku beyini çepeçevre saran zar tabakasıdır. Bu zar da uygun biçimde açıldıktan sonra beyin dokusuna ulaşılır. Tümör derin yerleşimli ise beyin dokusuna en az hasarı vermek için navigasyon denilen bilgisayar destekli bir sistem de kullanılabilir. Ameliyat mikroskop altında yapılır. Beyin dokusunda kesi yapılacak yer haricindeki beyin dokusu alanı yumuşak pamuklarla korumaya alınır ve ardından planlanan yerden küçük kesi uygulanır. Tümörün bulunduğu yere göre en az riskli ve en az oranda beyin dokusuna hasar verecek bir koridor seçilerek beyin dokusuna ulaşılır. Bu noktadan sonra tümör uygun cerrahi teknikle çıkarılır. Tümörün çıkarılma sürecinde gerek ameliyathane koşulları gerekse cerrahi aletler yönünden en modern teknoloji kullanılır. Tümör dokusu çıkarıldıktan sonra diğer önemli aşama çok dikkatli kanama kontrolü yapılmasıdır. Bu aşama da tamamlandıktan sonra beyin zarı denilen dura tabakası kapatılır ve ameliyatın başında çıkarılan kemik parçası yerine konur ve kafatasına tespit edilir. Sonrasında kemiğin üstünü örten periost, galea, ciltaltı ve cilt kapatılarak ameliyat sonlandırılır. Bazı tümörler beyin zarını ve kemik dokuyu haraplayabilirler, bu durumda beyin zarı ve kemik çıkarıldıktan sonra yerine biyolojik uygunluğu olan sentetik dokular kullanılarak tamir yolu seçilebilir. Kafa arka çukuru ameliyatlarında da bazen ameliyat sahasındaki kemik dokusu daha küçük parçalar halinde çıkarılır ve sonrasında burası yine yukarıda söz ettiğim sentetik dokular kullanılarak onarılır ve kozmetik olarak da o bölgenin düzeltilmesi sağlanır.

Beyin Tümörü Ameliyatı Sonrası Merak Ettikleriniz

Ameliyat sonrası önce anestezi bölümünün hasta uyandırma ünitesine, sonrasında yoğun bakıma alınacaksınız. Hasta olarak en çok merak edilen ve belki de korkulan yer olan yoğun bakım süreci, hem teknolojik olanakların yaygınlaşması hem de eğitimli yoğun bakım personelinin desteği ile daha rahat ve katlanılabilir olarak geçmektedir.

Yoğun bakıma alınan hasta, uyandığında doğal olarak var olan durumunu anlamaya çalışacaktır. Kolundan serum bağlanmış, idrar sondası olan, göğüs bölgesinden kalbinin düzenini izlemek için kablolar takılı bulunan, başında ameliyat yapılmış yeri pansuman malzemesi ile kapatılmış olan, el parmaklarının birinde kan oksijen durumunu ölçen başka bir kablo takılı olan bir hasta konumundadır. Hastanın bilincini sık aralıklarla kontrol etmek gerektiğinden özellikle ilk gece hasta sık aralıklarla uyandırılacaktır. Bu nedenle hasta ilk geceyi kısmen uykusuz geçirecektir. Ayrıca hasta sakin olmalı ve kendi durumunu anlamaya çalışırken aşırı hareketlerden kaçınmalıdır. Hastalarımızın ameliyat öncesi böylesine açık bilgilendirilmesi, ameliyat sonrası yoğun bakım sürecinin daha rahat geçmesi için ön koşuldur. Bilinci açık hastaya yoğun bakımdaki ilk geceyi geçirdikten sonra durumuna uygun beslenme rejimi başlanır ve hasta yürütülür. Hastaya 1.gün kontrol beyin tomografisi çekilerek ameliyat sahası hasta odasına alınmadan önce son kez kontrol edilir. Genellikle hasta ikinci günden sonra kattaki odasına alınır. Odasında da ortalama 3-5 gün kalan hasta taburcu edilir. Taburcu olan hastanın dikişleri 8-10. günde alınır. Hasta eve gönderilirken bazı ilaçları kullanması gerekecektir. Bunun için hastaya ilaçlarını nasıl kullanacağını belirten bir yazılı not verilerek, ilaçlarını düzenli kullanması sağlanır.

Beyin Tümörü Ameliyatı Sonrası Komplikasyonlar

Ameliyat sonrası uyanan hastada en sık rastlanılan şikayet baş ağrısı, halsizlik ve yorgunluk hissidir. Baş ağrısı birkaç gün sürebilir. Hastanın halsizlik süreci ise daha fazla sürebilir.

Beyin ameliyatları sonlandırılırken en önemli aşamalardan biri beyin dokusunda kesinlikle kanama olmamasının sağlanmasıdır. Ancak tüm gösterilen özen ve dikkate rağmen ameliyat sonrası kanama nedeniyle hastaların yeniden acil şartlarda ameliyata alınması gerekebilir.

Enfeksiyon sorunu ise yara yerinde, kafatasını oluşturan kemik dokuda veya beyin dokusunda oluşabilir. Bu durumda da ilaç tedavisi ve/veya cerrahi tedavi yapmak gerekebilir.

Diğer görülen bir sorun da beyin ödemidir. En basit anlatımla beyin dokusundaki hücrelerin su içeriğinin artmasıdır. Çoğunlukla steroid içeren ilaç (kortizon) ve/veya beyin hücresi su içeriğini azaltmaya yarayan bir grup ilaç kullanılarak beyin ödemi sorunu çözümlenebilir. Cerrahi tedavi yapılması gerekirse, beyin su kesesi içine konan tüp ile beyin suyu dışarıdaki bir torba içine veya karın boşluğu içine yerleştirilen kateterle karın boşluğuna yönlendirilerek kafa içi basıncı azaltılır.

Tümöral oluşumun bulunduğu yer, büyüklük, kullanılan cerrahi yöntem ve yola göre bazen hastalarda kol veya bacaklarda kuvvet kaybı, düşünme, görme ve konuşma, olayları değerlendirme ve yargılamada sorunlar ortaya çıkabilir. Bu sorunlara ait riskler, ameliyat öncesi yapılan görüntüleme yöntemleri ile kısmen öngörülebilir. Bu sorunların büyük kısmı ameliyat sonrası zamanla azalır veya kaybolur. Ancak bazı bozukluklar kalıcı olabilir.

Hastalar ameliyat öncesinde tümörün yaptığı etkiyle, ameliyattan sonra da cerrahinin yarattığı etkiyle nöbet (epileptik atak) geçirebilirler. Bu durumda hastaya epilepsi hastalarında kullanılan ilaçlardan birinden başlanır. Hastanın bu ilacı düzenli kullanması sağlanır. Çünkü bu ilaçların etki edebilmeleri için belirli bir kan düzeyinde olması gerekir. Bu düzey 20 günlük ilaç kullanımı sonrası kontrol edilerek, gerekirse doz ayarlaması yapılmalıdır. Ayrıca bir çok epileptik atak önlemeye yönelik ilaç karaciğer üzerine ve kan tablosuna olumsuz etki yaratma potansiyeline sahiptir. Bu nedenle 3 ayda bir tam kan ve karaciğer fonksiyon testleri yapılarak hastanın kontrol edilmesi gerekir. Ayrıca nöbet geçiren hastalar yaşamlarında bazı durumlarda (araç kullanmak, denizde yalnız başına yüzmek gibi) özel dikkat göstermeli ve kendi yaşamıyla beraber diğer bireylerin de yaşamını tehlikeye atmamalıdır.

Beyin Tümörlerinde Radyoterapi, Kemoterapi

Radyoterapi (ışın tedavisi) beyin cerrahisi pratiğinde çok kullanılan diğer bir tedavi yöntemidir. Radyoterapi ameliyat sonrasında veya ameliyat yapılmadan da uygulanabilir. Radyoterapide tedavi edici ışın kitlesi, ameliyat sonrası dönemde bilgisayar destekli aletlerle beyinde tümörün çıkarıldığı veya bir kısmının çıkarılıp diğer kısmının beyin dokusunda bırakıldığı alana ve çok yakındaki çevre beyin dokusuna uygulanır. Bazen de tümörün bulunduğu yerin cerrahi tedavi ile çok ciddi sorunlar çıkartabilecek yerde olması veya hastanın genel durumunun ameliyata uygun olmaması nedeniyle radyoterapi ameliyat yapılmadan da uygulanabilir.

Radyoterapi sonrası ciltte kızarıklık, deri hassasiyeti, saç dökülmesi, bulantı, kusma görülebilir. Ayrıca beyin dokusunda ödem (beyin dokusunun su içeriğinde artma) ve buna bağlı kafa içi basıncında artış görülebilir. Çocuklarda radyoterapi yapılmasına ancak çok gerekli olduğu anlarda karar verilir. Çünkü çocuklarda radyoterapi büyüme, gelişmeye oldukça olumsuz etki ederken beyin kognitif işlevlerinin (düşünme, yargılama, karar verme, entellektüel işlevler) bozulmasına da yol açar. Bu nedenle çocuklarda beyin tümörlerinde cerrahi sonrası tedavi planının yürütülmesinde klinikler arası konsültasyonlara (beyin ve sinir cerrahisi, radyasyon onkolojisi, medikal onkoloji, çocuk hastalıkları) daha çok gereksinim duyulabilir.

Kemoterapi ise beyin dokusunda yerleşik veya ameliyat sonrası kalan kanser hücrelerini öldürmek için kullanılan tedavi yöntemidir. Ameliyattan sonra kullanımını belirleyen en önemli etken, tümörün patoloji bölümünden gelecek sonucudur. Bazen de özellikle çocuklarda radyoterapinin olumsuz etkilerinden kaçınmak ve çocuklara radyoterapiden en az etkilenecekleri döneme kadar zaman kazandırmak için uygulanır. Kemoterapi belli aralıklı dönemler halinde uygulanır. Bu uygulama hastaların, ilaçların olumsuz etkilerinden daha az etkilenmesini sağlamak içindir. Kemoterapi sürecini planlayan bölüm medikal onkoloji klinikleridir. Bir de beyin dokusunda tümör çıkarıldıktan sonra oluşan boşluğa yerleştirilen yavaş ilaç salınımlı kemoterapi ajanları vardır. Bunlar ameliyat sahasına konduktan sonra ameliyat sahasının kapatılması standart yöntemle yapılır. İlaç yavaş salınarak beyin dokusu içine dağılarak etki yaparak kanser hücrelerini öldürür.

Beyin Tümör Ameliyatı Sonrası Yaşam

Beyin tümörü tanısı almış hastanın ameliyatı başarıyla sonlanıp, hastaneden taburcu olduğu zaman hastamız ve ailesi için tamamıyla farklı bir yaşam başlamış, olacaktır. Bu yaşam tarzının nasıl olacağı ve bu aşamadan sonra ek tedavi gerekip gerekmeyeceği konusunda bir çok etken arasında en önemlisi; hastanın patolojik tanısıdır. Patolojik sonuca bazen ameliyatlarda uygulanan acil patolojik çalışma ile (frozen (dondurulmuş) doku biopsisi) ile hemen ulaşılabilirken, çoğunlukla patolojik tanıya 5-8 gün arası bir dönemde laboratuarda özel patolojik boyanma süreçleri sonrası ulaşılabilir.

Ameliyat sonrası yaşamı etkileyen diğer etkenler, hastanın yaşı, ameliyat öncesi klinik durumu, hastanın yaşı, tümörün tümünün çıkarılıp çıkarılmadığı, ek tedavi gerekliliği olup olmadığı, ameliyat sonrasındaki kognitif işlevlerinin yeterliliği ve ek tedavi gerekip gerekmediğidir. Tüm bunlar hekim, hasta, hasta yakınları ve gerekirse psikiyatrist desteği ile ortak değerlendirilmeli, hastaya ameliyatı yapan hekim olmanın yanında sosyal yaşamda da destek alabileceği noktalarda yardımcı olunmalıdır.

Ameliyat sonrası inme (felç), ciddi entellektüel işlev bozukluğu, yatağa bağımlılık görülebilir. Bunların ameliyat sonrası olabilirliği her zaman var olsa da; genel görülme oranı düşüktür. Ameliyat sonrası ölüm ise çok nadirdir. Ameliyat öncesi öngörülebilen ciddi sekel olasılığı varsa, bu mutlaka hasta ve aile ile açıkça konuşulmalıdır.